eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"

Benden öncesi ondan sonrası yokmuş çünkü ben değil bahar sarhoş olmuş. Rodos güllerinin yüzünü güneşe dönmesine az kalmış belki de. Uyurken yüzüme esen baharla dönmüş başım, öyle çok gezip; Atlas Okyanusu’nda uçak, Ege’de kayık, Akdeniz’de ada olmayı hayal edecek kadar hem de. Havai fişeklerin arasından paraşütle atlayacak kadar belki de. Uçtum. Finike portakal çiçeği kokarmış bu zamanlarda çünkü bahar sarhoş olmuş, ben değil.

Katranka çiçeğinin kokusunu bildiğimizin öncesi ve sonrası olarak belki de. ..

Bahar sarhoş olmuş çünkü mavi yeşil ne fark edermiş; her şeyi iki tane görür olmuş bahar, çünkü arafın kıyılarında kendinde renk arar dururmuş, ama yine de gökkuşağını beline sararken zaman durmuş; öncesiz ve sonrasızmış çünkü artık yağmur güneşüstü renklere koşarmış. olsunmuş, hiçbirşeyin bed'eli yüzü görünmezmiş artık çünkü bahar sarhoş olmuş.





Hiçbirşey umrumda değil benim çünkü öyleymiş gibi yapıyorum çünkü bahar var, mor ve parçalı güneşli her şey. çünkü kuşlar hala var.




Bana yabancıların, ışık sandıklarımın, sahteliklerin bıçakaltı sürgünlüğünden sıyrılıp, baharı görebildiğimdendir belki en çok; ben artık kendimle uzlaşmak, bronzlaşmak biraz da yozlaşmak bile isteyebilecek kadar u'yanığım artık ve gün dönümleri, ilkyaz esintileri, kuşluk vakitleri ya da sabah ezanları, tüm zamanlar, tüm sesler çiçek açmış baksana! diyen bir şeyler var içimde bi yerlerde çünkü bahar sarhoş olmuş körkütük...

Ve her şey ama her şey küçücük bir çocuk eline kalmış; dünya onun için dönsün artık o kirlenmesin n'olur elleri hep böyle kalsın elleri k'ana bulanmasın kimseye "adam"lığını ispat etmek için kalkmasın o eller, kimseye yalan d'okunmasın, kendi olsun bi' tek, başkalarına benzemesin hep böyle kalsın o elleri küçükcük minnacık gözleri yıldız kalsın böyle hep, böyle saf, böyle duru, böyle dünyadan bihaber olsun n'olur; Ayberk bize benzemesin...



Adı gibi aydınlık olsun ömrü; elleri ceplerinde bi türkü tuttursun, saçları güzelim saçları dalgalansın rüzgarda, kırmızı en çok ona yakışsın, ağlamasın hiç hayatla cebelleşmesin, ona hiç siyah bulaşmasın beyaz kalsın n'olur o elindeki yanık izine ömrüm gitsin de o acıyı tatmasın onun elleri sadece bi kuşa, civcive, çiçeğe, böceğe uzansın, kendi gölgesine bassın sadece...

Dişleri dizleri dipleri düşleri dünleri dünya'ya sığmasın rüyam olsun o benim yanağımdan öptüğünde, hecelediği sözcükleri adımı telaffuz ettiğinde büyümesini istemediğim kadar kirlenmesin kirlenme kirlen me siiiiinnn!!!



Baharmış nisanmış başı dönmüş toprağın dile gelmiş evren sözcük yerine çiçeklerden cümleler yapmış ama işte yine de ben böyle yarım yamalak yalınayak yalpalayarak yalın ayaz...


Bir ayağımı diğerinin önüne atacak mecalim yokmuş sanki boşlukta sürüklenen ters dönmüş paraşütler gibi acırken, arkama bakmadan gidersem eğer, geri döndüğümde orada bıraktıklarımı tekrar bulamama ihtimalinin bilincindeyim. Bir kez tanışırsın, bir kez bulursun. Duyup dinlersin, sonra değersin, dokunursun sonra teninde istersin sonra özlersin sonra doyamazsın sonra bir şeyler söylersin ve o dediklerin sadece biran kalır havada. Yok olur giderler anında. Ve ya da ama; çevirip çevirip dinlediğin eski aşk şarkılarından daha az yalandırlar. Çekip gidersin.


Ya da kırılmış güneş rolü kesersin yine omuzlarını düşürüp korkuluk taklitleri yaparak. . .




4 üvercinka:

tüm bu yazıları yazan y^azar' ın,

yazdıkları değil fakat,

yüzü "italik" hep, foto larında..

insan hep, görebilmek için yüzünü o nun, eğmek zorunda kalıyor..

kendi yüzünü, o nun eğdiği yöne..

güneşin d'eğdiği yöne kaydı bir yıldız, ondan... gün ile gecenin r'eşit olmadığı ekinoks çaresizliğinden hep...

Selam blogunu Megunun bizlerden bahsettiği yazıda gördüm Bayandan Temiz Günceler yazısında. http://www.mentalmasturbasyon.com megunun blogu. Benden de bahsetmiş bu vesile ile biz kızların güzel bloklarını ziyaret etme şansım oldu.
Sevgiler
Eda Suner
www.edasuner.com

sevgiler eda ben de senin blogunu ziyaret ettim çok hoş fikirlerin var yaratıcılık böyle bir şey olsa gerek:)