eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"

keşke düpedüz.
düpedüz keşke. bir rüzgar gülünün arkasından üflenen; ayazda çatlamış dudakların en yarılmış yerinden yakınarak sokulan: yüz köşeli keşke.

bu saatten sonra şiir okurum sadece. çünkü insan, korkuları yutarak devleşen bir korkuluk kadar yabancı imgelere. çünkü insan, saydığı kadar keşke. bu vakitten sonra şiir okunur sadece..


perdelerini açmadan başlattı yine oyunu eylül.. usulca geldi öyle, kapı eşiklerinden, pencere pervazlarından, pervasızca.. bak! demedi, burdayım ben! demedi, küçük bir takvim yaprağında küçük bir rakam olarak yerini aldı, hiç konuşmadan. koskoca bir susuz yaz'dan sonra, renksiz soluksuz ışıksız günlerden sonra, belki renk ve ahenk olmaya, rahiya olmaya geldi, kimbilir..
istanbul'dayım, tırnaklarımı ıslak, kaygan parmaklıklarına geçirdim bu şehrin, tam düşecekken bir gayret, bir daha tutun, tam tutunacakken bir zerre daha düş- hangisi gerçek tüm bunların, hangisi içinden geçiyor sözcüklerin dipdiri, neresinde kalıyor zaman tüm bunların, neresinden kıvrılıyor evren, bir kuşun ağzında solucan misali..? geçmişin bırakılamayacaklığının ucunda bekleyip duruyor...

şimdi böyle eylülken; böyle yağmurken, böylesine istanbul ve böylesine sombaharken ortalık;

"senin yanımdasızlığın bir silik susku" iken üstelik;

imgeler hep eksik kalır sevgilim

imgeler hep eksik..


b.k.


"bana bir hayat çiz
banliyöler jülyeti


siklamen bir kış masalının
merkezinden dağılan.."




L.M.

Bej.. Şimdi herşey öyle, şimdi herşey böyle, ama rengi bej.. Siyahtan mordan maviden kırmızıdan ırak, düz, soluksuz.. Sessiz. "Keşke" renginde şimdi herşey.. Her şey oluyor, bitiyor herşey.. "Eylül'de gel" renginde ya, eylülün yüzü gözü bej.. İstanbul'unsa söyleyecek çok şeyi var ama susuyor henüz.. Oysa ben İstanbulları eylülleri ve renkleri çok severim anne.

Havada uçuşan yatay ve dikey çizgilerden mürekkep şimdi ses dedikleri, birbiriyle çarpışıp, kesişip, karelere bölünüyorlar içimde, kara kere kare.. Harakiri. İkebana. Kamikaze.. Dedim ya, iyi değilim. Dedim mi sahi?..

Ha bi' de bi' dengbej vardı n'ooldu ona..


"zaman geçecek mi çalı diplerinden
anılar yürür gibi sulara.."