eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"

Berkin.. ah çocuk, insanın sesi çıkmıyor acıdan. Neden ağlıyorsun diyorlar, nasıl yanıt vereyim?


Kendinle yüzleşmek, bir de yağmurla..

Büyük ağlamanın ardından, şimdi serin bir bahçedir yüz. Şefkatle kendine ilişir vücut. Artık vurmaz kendine "iç". Ve vücut hâlâ buradaysa, bunca düğümle boğulamamış ve ayaktaysa, yeni bir yöntem bulmalı.. sürmek için.. Bir meyveyle ilk tanışma gibi, sevinçle, şaşarak.. Bulmalı. 

Madem süreceksek mecburen; bu kahramanca olmalı. En taze, en yeni, en tatlı, en toy bir oluş.. Olmalı. 

"..bir şeker kırığı gibi batar bu içine.. Eriyince acısı geçer.
İşte o an da sıkışıp gider zamanın, hareketin içine.
Öyle anlar vardır işte. Şeker kırığı anlar..
Söylemedikçe sen de mi unutursun acaba? Bir hatırlamaya başlasak kaç şeker kırığı var aslında.."


Birdirbir. Zaman atlar üzerinden kolayca..

Burundi de zaman tarif edilir (yani saymak yerine bir özellik atfederek ifade edilir); karanlık bir geceye "sen-kimsin-gecesi" denir, çünkü hava biriyle karşılaştığınızda yüzünü göremeyeceğiniz kadar karanlıktır ve karşınızdakine kim olduğunu sormanız gerekir.

 Jay Griffiths
, Tik Tak: Zamana Kaçamak Bir Bakış