eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"

"bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun,,

bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda..


ve bir yeni ömür

.

.

.


vardığın çimen yeşilliğince.."

"...Yosunlarının dal dal, ağaç ağaç, gövdesine dolandığı çamurlu bir gölün suyu gibi her yanını saran, etine, kanına saldıran bu gürültünün çıkılacak bir yüzü, bir yüzeyi yoktu oysa. Bu ses gölünden, bataklığından kurtulmanın tek yolu, Sazandere'ye gidecek otobüsü bulmak, ona binerek, onun içine sığınarak onun kucağında buradan kopup yola düzülmek olacaktı."

.

.

.


Bilge Karasu


"Esas trajedi buydu.
Bir adamın kötü olmaya cesaret etmesi değil, milyonlarca insanın iyi olmaya cesaret edememesiydi."


John Fowles - Büyücü

"Bazen soruları andıran şeyler olur. Ya bir dakika ya da yıllar sonra yaşam bir yanıt verir"

"Gelir dalgın bir cambaz. Geç saatlerin denizinden. Üfler lambayı.
Uzanır ağladığım yanıma. Danyal yalvaç için. Aşağıda bir kör kadın. Hısım. Sayıklar bir dilde bilmediğim. Göğsünde ağır bir kelebek. İçinde kırık çekmeceler. İçer içki Üzünç Teyze tavanarasında. İşler gergef. İnsancıl okullardan kovgun. Geçer sokaktan bakışsız bir Kedi Kara. Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. Kanatları sığmamış. Bağırır Eskici Dede. Bir korsan gemisi! girmiş körfeze. "



Ece Ayhan

/ Mevsimsel bir sızı ya da bütün 'Yort Savul'lar /

"Kırk yıldır insanlarla tekellüm ediyorum da onlar beni kendileriyle konuşuyorum sanıyorlar."


Bâyezid-i Bistamî

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla.

1. Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?
2. Yükünü senden alıp atmadık mı?
3. O senin belini büken yükü .
4. Senin şânını ve ününü yüceltmedik mi?
5. Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.
6. Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.

7. Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul,
8. Yalnız Rabbine yönel.