eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"

insan, zamana karşı durduğunda, isyanları oynadığında ya da sivri ucu kırık bir pergelle 360 derece döndürdüğünde zihnini; fikrini ve zikrini ters düşüren onlarca çembere ait altkümenin etkisiz elemanlarını halı altına süpürmekten geri durmuyor kuşkusuz. olması gereken de bu. çünkü ayağına iliştikçe, gözüne çarptıkça seni rahatsız eden gereksiz şeyleri "yaramazsa at gitsin" dimi. peki.

I wish life had a "delete all spam function" hesaabı.

bir de şu var. ay'ın diğer yüzü. anlıyorsun işte o zaman taşın ne olduğunu, taş taştır. başını yasladığında anlarsın." tamam mı?" diyerek.

ona da peki.

bugünlük bu kadar ders yeter, "çıkışta görüşürüz". yersen.

1 üvercinka:

öfke gider..
diğer her şeyden önce..

en çabuk öfke gider..
ne kadar görkemli yıkıp yakmış ise o denli çabuk gider..

fakat o gittiğin de, belki de o nun oluşmasına neden olan, esas büyük dert kalır ki bu bir büyük acı dır ya da bir büyük utanç..

o gittiğin de kalan bir utanç ise şayet, bu çok zor..

fakat bir acı ise yine sözkonusu kalan, o zaman bir şans daha var demektir..

o acı dır ki pek azına da olsa bir yol gösterir.. yeterince sindirildikten sonra..

evet kimse kolay olacağını söylemedi..

ama kim kolay olacağını düşündü ki..

öfke gider..

sonra bir şey kalır geride..