eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"


"arz-ı hal etmeye cÂna seni tenha bulamam,

seni tenha bulacak kendimi

asla bulamam..."


(selikÎ(16.yy))



zaten bu şehir öyle bi' yanık ki her yer sen tütüyor.. süveydam, göç masalım sesine tutuşturduğun harfi büyütme orda daha fazla, yanmaktan müebbeden men..

sahi, kimsin sen?

sükut-u hayal?

peki.

geceyi piç etti yine bak şarkılar, senin sesinden olanlarıysa hiç saymıyorum bile.. senin yüzünden bakanları görmüyorum. bizim masalımızın başı sağ olsa, musallat'aşı zerre kıpırdamazdı yerinden biliyorum. bir helal'e bakar şimdi yazgımız, nasıl bildiysek öyle...

orda öyle kımıltısız, uykususuz, odsuz yanarken sen, yüzüne vuran ışıktan bile haberdar değilim sanıyorsun biliyorum, oysa yollar kendinden sorumludur hangi virajı dönse, hangi sapağı geçse kendine döner yollar.. sana en çok anlatamadığım buydu; gelmek gitmenin öncesiyse eğer, dönmek hangi yangının sonrası..? sen anlamış gibi yaptın, sonrasızlığa öncelik tanıyan bir seyrüseferin o kırmızı ışık telaşında bir sigara yakımı sarıldın sesime, iki kol açımı uzaklıktan...

yazmaya koyulduğumda sözcükler o yoldan geçiyor illa, sır vermedim illa...


0 üvercinka: