eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"


biter her şey.. bitermiş bi' gün..


ben bugün 4 yılımı toplamışım yalnızlığımla yas^ak ilişki yaşadığım odamdan, ben bugün düşlerimi bulaştırdığım çarşaflara sözyaşlarımı gömmüşüm, bugün ben ç'ölmüşüm, ıpıslakken, ıpıssızken böyle...


"ağla biraz ağla, umudun cilalanır.." demiş sonra birileri, duvarlardan fotoğrafları, anıları bir bir sökmüşüm, canım yanmış, zaten benim canım hiç düz olmamış ki, eğreti duruşlara yazılmışım..


sonra..


sonra biri gelmiş geçmişten, suyun öte yanından, ateşe verilen bi evin küllerini getirmiş yanında, yeniden yakıp geçmiş öykümüzü, hala, demiş hala se.. aslında.. belki bir gün...


son kez omzundaki eğime dayanıp kokusunu içime çekmişim. gülüşünü gözlerime.. ben zaten hep sineye çekmişim, baştan söylemişler bana, hayata bir sıfır başlamış çocuklar nisyan ile maluldur..

odamla, artık bana ait olmayan pencerelerle, duvarlarla yüzleşiyorum son kez, yalaaann diyolar bana, bu cennetler bu cehennemler bu med-cezirler, bu gökkuşakları, bu uçurum kenarları, bu uzaklar bu yakınlar bu çığlıklar bu yankılar yalaaann!..

eyvallah diyorum, inanmadım ki zaten hiç, acımadı ki.. yaşarım biter, unuturum gider, yakarım uçar gider..


en sonunda eylül ile kendimizi yalnızlık diye bir hissiyata vakfediyoruz ama bir ovanın illaki düz oluşunu anca anlıyoruz. boynumu kıdemli bir atkıyla saklama zamanı da yaklaştıkça gitmek bana hiç şiirlerdeki gitmek gibi gelmiyor..


artık hiç birşeye şaşırmamayı öğrendim, soruları yalnızca kendime çengellemeyi, sadece kendi boynuma virgüllemeyi acının notalarını..


bildim. ben sandım ki hep böyle gider. filmlerdeki gibi "masayı donat" derim, donatırlar. öyle sipariş olmaz güzelim. böyle yalnız kalınmaz. bir öperim aklın kalır. Yeterlilik sınavı olsa doğduktan sonra. Yetmez o da yetmez. Doğulmasın en iyisi. Doğulamasın arkadaş!Geldim. Tutuşmuş odalardan, adalardan modalardan geçtim. Duyduğun kısmı ne ki duyurmadan öldüm öldüm dirildim öldü möldüm dirildim. Dirildim dediğime de bakma. Ularım ben böyle arada. Sen bana bakma.Bak ma. Yaralar bizim içindir. O gördüğün yara değil kabuğudur abartma. Yara içeridedir göremezsin boşuna bakma. Üstüm başım toz içinde. Kir değil bak toz bunlar. Toza buladım kendimi anne. Aklımı sana buladım. Ağlamadım. Say ki terliğim kayboldu. Tut ki terliğim kayboldu. Anlamadım.An la. Bir kadın bundan çok önce: "beni bir kuzgun büyüttü anne, sen adına hayat dedin" demişti. Yaz, oku, anla. Okumayı çok isteyip okuyamadığın o hayalindeki büyük şehir lisesine seni almazlar bu saatten sonra ama girebilirsin kapısından üniformasız, çantasız. Önünde puştlarla kuşatılmış bir hayat. Elinde simidin, çantan. Öyle cesursun ki. Okul o okul değil. Şehir bir hayli küçük. Simit bayat da olsa. Ol sa.Olsa olsa bir sakallı, bir merhum alır kalemi eline: "Elim açık, dilim kapalı, gözlerim kan çanağı anlamında..." yazar önündeki kağıda. Bazı cümlelerin sonu yoktur. Olsa olsa üç nokta... Hatta bazen iki..Susma.


böyle -miş'li, -di'li gelmiş geçmiş bütün zamanları birbirine ulayarak gidiyorum eylül, kokun hala üzerimde.. bana korkular bıraksana hadi, bir de yeni başlangıçlar..


bir kendim..


bir ben..


0 üvercinka: