eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"


kayıp zaman, yitik gölge, esir kent, kurak ayna, uzak dünya...


Sesinden kalanları gözlerime yağmur saydım, içime yağanları şarkılara böldüm, şimdi hepsinden birkaç sone, adını ıslatıyor içimde... kupkurakken böyle, ıpıssızken ben, bir tek adın su veriyor gölgeme, o yüzden güneşin içinden geçiyorum çokça, adına bulanayım diye, daha da...


Gün^eşim saydım diye seni, güne bakan yarasalar gibi asılı kaldım içimde yeşerttiğin ağaçta, gövdemde adın yazılıyken hem de; bırak baş aşağı kalsın siyahlara bezeli yarasa hüznüm..


Öylesine yazık bir kayıp duygusu kaplamış ki içimi, ben sokup atılamadıkça derinlerimden, susturulamamış kaygılara göz yumdukça, yalnızlığıma yaklaştıkça, gazetelerden harfler kırparak yaşıyorum sanki günlerimi. El yazım kendimden yorgun, kendime yabancı...


Çok kere içtim ben bu sudan, hiçbiri senin kadar duru değildi. Yansıyanıma gülümseyişimden korkup da boz bulanık cümleler kurmasam belki bamb^aşk^aydık... Kim bilebilir ki?


Dizlerimde tükenmez izleri, adını taşıyorum...portakal çiçeği siniyor diye içime, içinden turuncu harflerle geçiyorum, ellerimde yanık kokusuyla akarsuya yazgılı gözlerini bekliyorum...

İnanması zor biliyorum ama yine de saçlarıma rüzgar esse senden biliyorum...

0 üvercinka: