eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"

Benim yüzümde her şeyler var
Üç dilim ekmek bunlardan biri
Annem bir taşa oturmuş bunlardan biri
Sur dışlarında hafif bir eskici olur
Olur ya bir kendil olur biraz da elleri
İnsan yalnız mı buna bir çare düşünmeli.

Dün biraz ağlamıştım bunlardan biridir şimdi
Çok gülünç bir şekilde kahveye giriyorum
Sorsam ya kapıdayken gözyaşı girilir mi
Girilmez, girilmez, bunu her mahmut biraz anlatır
Korkuyla anlatır, yüzünü baygın tutar anlatır
Kahveci, seni sevmiyorum bunlardan biri.

Bir deniz yandı gene, yansın ne çıkar sanki
İşte horoz öttü yüzümün yarısında
Yüzümde bir horoz var dünyanın biri
Seni sevmek neden mi, acı ve güzel
Geldikçe geliyorlar ellerinin elleri
Odalar! çıplak masalar! buna bir çare düşünmeli.

Burda bir nefes olmalı şimdi boşluğu dolduracak
Sevdi mi akıl baştan firar etmeli
Eskidir, yorgundur, ayıptır diye yüzler
Bir sinek sinek mi vurunca öldürmeli
Ve sinek oldu muydu hafif bir uzaklık olur
Olur ya, hem biraz dargındır hem biraz evli
İnsan sevdi miydi buna bir çare düşünmeli.


ne yapıp Edip Cansever


2 üvercinka:

İmkansızlaştırmak bir ritüeldir. Tasvir-i efkarına dem katayım istedim; ben de nemliyim. Sabahlar olsun artık..!

"çare aramadım zannetme, çıkmaz yolları zorladım
gittim olmadı, kaldım olmadı, bitti diyorsam laf değil
bir anlık öfke zannetme, çoktan harcadım sabrımı
kaçtım olmadı, sustum olmadı, bitti diyorsam laf değil
artık bu son veda üzgünüm
nefret etme benden üzgünüm
ister miydim hoşçakal demek, elim kolum bağlı üzgünüm
baştan yanlış yaptık üzgünüm
seninle olmazdı üzgünüm
azmi savaş verdim kendimle, engellere yenildim ÜZGÜNÜM."

Yine tercüman oldun arz-ı halime; işte bu ahval ve şerait içinde , her ne kadar hayat, hep namüsait bir mahiyette tezahür etse de, neyse ki şarkılar var..

"kaçtım olmadı,
sustum olmadı,
bitti diyorsam laf değil.."