eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"


'30 yaşında sarhoşken nehre atlayıp sonra gözden kaybolan, insanı her dinlediğinde bir insan sesiyle neyi ne kadar gerçekleştirebilir gibi bir soru akla getirten, şarkı söylemenin çok ötesinde bir yeteneğe sahip kişi.. (Dido's Lament)


jeff buckley'ın şarkıları doğası gereği şarkı kalıbını aşar; bütünlüklü bir sorguya, iç karartıcı bir hissiyata, adı konulamamış bir huzursuzluğa,bir türlü hatırlanamayan bir kelimeye, kahkahanın en yüksek yerinde nefesinizin kesilmesi paniğine ve bunların hepsinden daha ötesi bir varoluş sorununa dönüşür. (New Years Prayer)

üstelik bunu büyük laflar yapmadan sadece ses çıkararak yapar.bir insan 30 yaşında neden intihar sayılabilecek bir davranışı sergiler ki? (Lost Highway)

dünyanın şifa verici bir yer olmadığı çoğu zaman taşınması gereken bir yük olduğunu keşfettiği için mi? (Dancing in the Moonlight)

yıkıcı bir hakikat olarak hayata katlanamama, onun yerine koyacak bir umut bulamama yüzünden mi? dünyaya gelmenin bir rastlantı yaşamanın bir zorunluluk olduğu amor fati'sinden kurtulma ihtiyacı mı? (Grace)

yoksa ölümün tümüyle olumsuz olmadığını eğer öyle olsaydı ölmenin mümkün olamayacağını kanıtlama ihtiyacı mı? (Lilac Wine)

acılarını birine itiraf etmenin aslında o kişiye acı verdiğini çok erken anlayıverip çektiği acıları dile dökememenin verdiği dilsizliğin bir gönül indirmeye dönüşen hali olarak ölümü seçmek mi? (Lover, You Should've Come Over)

hayatın başladığı an olan doğumun en uzun intiharın başlangıcı demek olduğunu bilip de buna katlanama mı? (Eternal Life)

yoksa doğum öncesi ceninken sahip olunan en ideal benlik olan okyanussal benliğe kavuşma isteği mi? (Dream Brother)

çoktan büyüsünü yitirmiş bir dünyanın bilinmeyen ve bilinmeyecek bir adasına ışıklı bir yolculuk isteği mi?..' (Last Goodbye)


çalar.. hep çalar.. Jeff buckley-Hallelujah

0 üvercinka: