eflatun sufleler...

"bunları yazmakla, çıldırmaktan kurtulunur mu..?"


bir yerden bir yere, bir vakitten diğerine, bir ovadan bir dağa tepetaklak, sırtüstü, sereserpe düşüşen zaman kırpıntıları.. hani; gazete sayfalarından çeşitli fontlarda, stillerde, renklerde ve ebatlarda kestiğin harfleri bir kağıda yapıştırıp, anlamlı cümleler oluşturmaya çalıştığın bir mektup kağıdı gibi istanbul.. tüm bu karmaşa, tüm bu kalabalık, tüm bu yağmurlar bu otobüsler bu duraklar bu martılar bu sabahlar bu akşamlar tüm bu yüzler bir zarfa pullanır mı, hangi şişeye sığdırır da göğünü bu şehir; hangi ^ıssız ada'm^ ın hangi kıyısına vurur kendini; kimin gücü yeter açıp okumaya, kimin lugâti; anlamaya..?



-mektupları şişedeyken, bir de bakmış deniz yokmuş?-

0 üvercinka: