ateş gittikçe yaklaşıyor. korku içindeyim. "her çalgının başında ayrı bir hayaletin, yakıcı habbeler gibi kucağında uyuyan çocuğu korkulu düşlere yolcu etmesi" diyorum ben buna. tam teşekküllü orospu çocuğu rimbaud dan öğrendim böyle balgam gibi konuşmayı, içimde siğiller, çıbanlar yetiştirmeyi. tortop olmuş bir tespih böceğine çatalını durmadan saplayan bir adamdan bir de.. yüzünü eteğiyle örtüp koridorda ağlayarak koşan bir kadından söz ediyorum ona. dinliyor; sessiz yüzü zayıf bedeninde bir yatağın ucunda otururmuş gibi korkak ve kuyruklu yıldız gibi tozlu bir izle bulandırarak havayı. yanan benzini duyuyorum caddede. her boydan tekerleğin dönüşünü. başkaları yolculuk diyor bu olup bitene. enjektörlerin püskürttüğü mazot buharına; hareket.. çiçeklerini döküp güzelim yollarınızı yapış yapış yapan, boyalı küçük dudaklarıyla altından kızlar geçen bir ağaç diye bilin ama siz beni..
Hakkımda
- Melusiné
- Bir 'mayıs sıkıntısı'nda gelir dünyaya, kıyısı yosun tutmuş bir liman şehrinde büyür, siyah yaşar, siyaha kanar, siyaha çalar günleri.. Edebiyat ve okumak en büyük tutkusudur; Kafka, Nietzsche, Küçük İskender, Umay Umay, aynada silüetini gördüğü ex tanrılarıdır, Edip Cansever, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Oruç Aruoba, Oğuz Atay, Bilge Karasu, İlhan Berk, İsmet Özel, Rimbaud, Rilke, Bukowski, Roland Barthes, E.M. Cioran, Murathan Mungan, Yılmaz Odabaşı, Özdemir Asaf, Atilla İlhan, Ahmet Telli, Lale Müldür, İnci Aral, Elif Şafak vs..ise yalancı peygamberleri... Gök'yüzüne kezzap atıldığı için yara izi sayar bulutları, güneşeyse yatsıya kadar yanan mum ışığı muamelesi yapar; ay,yalnızca dünyanın uydu'rmasıdır ona göre.. Vaktini en çok okuyarak, müzik dinleyerek, pencereden dışarı bakarken kendini yakalayarak ve hayattan kaçamayarak geçirir. Sık sık kendinin peşine düşer, kalbinin izine, ama çoğunlukla eylül'ün bıraktığı yerdedir. Şimdilik bir müsveddedir aslını arayan, döner durur içine kanar...
dancemetotheendoflove
lüzumsuzsa söndür
Oruç Aruoba
Kala'Balık..
say^aç
günebakan..
Asla ağlamamalısın der bir şarkı..
tüymem lazım derelerden
günlerden tepelerden aşağı
aşk hiç biter mi..
normal şartlar altında tüm bu sırtımdan kalkan yüklerin verdiği rahatlıkla benim hoptirinaynom modunda rayımdan çıkmam, ipimi koparmam, bulut olup yağmurlarla toprağa inmem, sularla birlikte toprağa yürümem, toprakta bir çiçek olmam lazım, sonra çiçeğin özüne bir arı konması lazım ve belki o arı olmam lazım..--başını alıp, öyle kaçak, öyle eşkiya nerelere gittin..--
ve fakat iyi değilim yine de, benim nÂçiz vücudum elbet hala toprak olmadı ama içimin dağları denize hep dik, --boynum dik sevgilim-- içimdeki ölçeksiz haritada koyu renkle gösterilen yerlerin yükseltisi daha fazla, içimdeki akarsular denizlere küs, içimdeki deltaların rengi küf(ran?), içimin coğrafyası sergüzeşt anlayacağın, içimden şehirler geçmiyor hayır, içim geçiyor zehirlerarası yolculuklardan, ben içime aktığımla kalıyorum.. yanisi o ki; hiçbir denkliğe kendini tartamamış; hep bir fazla bir eksiklere kendini kanalize etmiş ruhum, artık bırak yönünü sapağını şaşırmayı, bırak araflarda gezinmeyi, kendini atacak köprülerden bile medet ummuyor artık, mıknatıssız bir pusula olarak..
Kar. Işık. Tez. Tüz. Finaller. Parmağımın ucundaki ne ara oluştuğunu hiç bilmediğim yanık. Sızı. Sokak. Güneş.Yöneylem. Ot. Bok. Küvetteki saç teli küvettekisaçteliküvettekisaçteliii.. Hani diğer hepsine katlanabilirdim belki ama sonunucusu. Cıx. Bi' çözüm getirmek lazım.. Nokta.
Ha bi' de "bana yalan söylediler" Semiramis Pekkan'dan gelsin. Bildin tatlım, çok eskılardan..