Hakkımda
- Melusiné
- Bir 'mayıs sıkıntısı'nda gelir dünyaya, kıyısı yosun tutmuş bir liman şehrinde büyür, siyah yaşar, siyaha kanar, siyaha çalar günleri.. Edebiyat ve okumak en büyük tutkusudur; Kafka, Nietzsche, Küçük İskender, Umay Umay, aynada silüetini gördüğü ex tanrılarıdır, Edip Cansever, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Oruç Aruoba, Oğuz Atay, Bilge Karasu, İlhan Berk, İsmet Özel, Rimbaud, Rilke, Bukowski, Roland Barthes, E.M. Cioran, Murathan Mungan, Yılmaz Odabaşı, Özdemir Asaf, Atilla İlhan, Ahmet Telli, Lale Müldür, İnci Aral, Elif Şafak vs..ise yalancı peygamberleri... Gök'yüzüne kezzap atıldığı için yara izi sayar bulutları, güneşeyse yatsıya kadar yanan mum ışığı muamelesi yapar; ay,yalnızca dünyanın uydu'rmasıdır ona göre.. Vaktini en çok okuyarak, müzik dinleyerek, pencereden dışarı bakarken kendini yakalayarak ve hayattan kaçamayarak geçirir. Sık sık kendinin peşine düşer, kalbinin izine, ama çoğunlukla eylül'ün bıraktığı yerdedir. Şimdilik bir müsveddedir aslını arayan, döner durur içine kanar...
dancemetotheendoflove
lüzumsuzsa söndür
Oruç Aruoba
Kala'Balık..
say^aç
günebakan..
lady?
lady:
yes bird?
bird:
it's cold.
lady:
I know.
lady:
bird...
I cannot see a thing.
bird:
it's all in your mind.
' öfke gider..
diğer her şeyden önce..
en çabuk öfke gider..
ne kadar görkemli yıkıp yakmış ise o denli çabuk gider..
fakat o gittiğinde, belki de o nun oluşmasına neden olan, esas büyük dert kalır ki bu bir büyük acı dır ya da bir büyük utanç..
o gittiğin de kalan bir utanç ise şayet, bu çok zor..
fakat bir acı ise yine sözkonusu kalan, o zaman bir şans daha var demektir..
o acı dır ki pek azına da olsa bir yol gösterir.. yeterince sindirildikten sonra..
evet kimse kolay olacağını söylemedi..
ama kim kolay olacağını düşündü ki..
öfke gider..
sonra bir şey kalır geride.. '
"Yaz kızım" dedi. Yaz uzun uzun. Nasıl olur da görmediğin bir dostun tek
soruyla kesiverir ipin düğüm olan yerini? Nasıl olur da sen bu kadar
sahile vurmuşken hayat mükellef bir rakı sofrası kurar batan güneşin
manzarasına karşı tek kişilik sırf senin için? Senin pilav yemeye
hacetin yokken nasıl olur da gümüş takımlarla bezeli kraliyet
tabaklarında yemekler servis edilir önüne? Dokuz sekizlik ritmle devam
ediyorken hayat nasıl olur da sen böyle hicran hicran?
Yok cevaplarım. Sorularımın da sonu geliyor yavaş yavaş. Zaman
dilimlerinin yılları arttıkça aman ne kadar kısa bir süre yahu demek de
neyin nesi? Nereye kaçtı tüm o güzel romanlar? Kim toplar kaldırımlara
saçılan bu cümleleri?
Keşke zamanı geri alabilseydim. Çok değil. Biraz. Cahilce elime makası
alıp girişmezdim dallara. Kötü budanınca bir daha açmıyormuş çiçekler.
Utanmak, üzülmek ve umutlanmak bir kılıçlarını, bir kadehlerini tokuşturuyorlar içimde...